Fenerbahçe Kulübü İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş, 2 Nisan Salı günü gerçekleşecek olağanüstü genel kurul toplantısı öncesi FBTV’ye açıklamalarda bulundu.
Gebetaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Trabzonspor maçından sonra çıkan olaylarla başlayan gündem bir gün sonrasında Yönetim Kurulu olarak aldığımız 2 Nisan’da Olağanüstü Genel Kurulu toplama kararıyla devam ediyor.
Trabzon’da Fenerbahçe öyle az bir olay yaşamadı. Öğrencilik yıllarımda Trabzonspor deplasmanına taraftar olarak gittim. Son yıllarda deplasman yasağı var ama 2002-2003 yıllarında ara ara birkaç kez deplasman yasağı kaldırıldığı dönemlerde taraftar olarak Trabzon’da maçtaydım. Öğrencilik yıllarım sonrası gazetecilik yıllarımda da orada maçları takip ettim. En son yönetici olarak maçı izledim. 20 yıllık süreç içerisinde yaşadığım en travmatik Trabzon deplasmanlarından biriydi. Çünkü sahaya 100’lerce taraftar girdi. Sporculara fiziki müdahalelerde bulunacak boyutlarda ilk defa şahit oluyorum açıkçası, Fenerbahçe adına. O sahada daha önce de çeşitli muhtelif, buna benzer olaylar yaşandı ama hiçbirinin boyutu ve ciddiyeti bu noktalarda değildi.
Trabzonspor maçı öncesi alınan önlemlerin etkisizliği vs alt alta yazabileceğimiz birçok sebep hiç istemediğimiz görüntülerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Şunu da belirtmek isterim ki, Trabzonspor maçında çıkan olaylar tek başına 2 Nisan Olağanüstü Genel Kurul kararının bir sebebi değil. Aslında bardağı taşıran son damla bile değil, son damlalardan biri.
Fenerbahçe Spor Kulübü, 20-25 yıllık süreç içerisinde kendisini ilgilendiren sportif ya da sportif olmayan konularda giderek ötekileştirilip sistem dışına atılmış bir kulüp gibi görülmeye başlandı. Dolayısıyla olaylardan bir gün sonra biz burada Yönetim Kurulu olarak toplandık. Denizli deplasmanı, 3 Temmuz, Kumpas Davası vs hepsini alt alta yazdığımızda Fenerbahçe’nin bu konulara bir tepki vermediği sürece bu durumun devam edeceğine kanaat getirdik. Bu anlamda 2 Nisan Olağanüstü Genel Kurul çağrımızı yaptık.
Bu Genel Kurulumuzda ne yapacağız? Fenerbahçe’nin yıllardır maruz bırakıldığı haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı camia olarak ne yapılabilir bunun tartışmasını gerçekleştireceğiz.
Özellikle burada böyle önemli ve tarihi bir kararın tek başına Fenerbahçe Yönetim Kurulunda alınmaması gerektiği konusunda hemfikir olduk ve bütün kongre Üyelerimizle istişare ederek Kulübümüzün geleceğini şekillendirmek zorundayız diye düşündük. Dolayısıyla bu kapsamda bir adım atıyoruz.
2 Nisan’da Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bundan sonraki yol haritasına ilişkin neler yapabileceğini hep birlikte oturup konuşacağız.
Tabii ki 3-4 farklı alternatif de olabilir. Orada kongre üyelerimizin yapacağı konuşmalarda ortaya çıkabilecek hiç beklemediğimiz bir fikrin de tartışılabileceği bir ortam oluşabilir. Ama şu bir mutlak ki, Fenerbahçe haksız bir şekilde maruz bırakıldığı bu davranışlara bir tepki vermek durumunda kalacak.
Özellikle belirtmek istiyorum, Fenerbahçe Spor Kulübü 25-30 milyon taraftarı bünyesinde bulunduran çok büyük bir spor kulübü. 50 bin kongre üyesi var. Ben buradan ortalama 50 bin kongre üyesinin her birine önemli bir çağrıda bulunmak istiyorum: 50 bin kongre üyesi Fenerbahçe’nin geleceği konusunda hak sahibi ve bir karar verecek ama her bir kişinin de özellikle Türkiye geneline yayılmış 25-30 milyon taraftarın sorumluluğunu da üzerinde taşıdığını unutmaması gerekiyor. Yani aslında buraya sadece kendisi için ve Fenerbahçe Kongre Üyesi olmakla yükümlü olduğu için gelmemeli, gelirken sırtında 25 milyon taraftarı temsil ettiğini ve bu taraftarların kaderini belirleyeceğini bilmesi gerekiyor.
Bu konuyu biraz daha açmak istiyorum. 18 yaşın altında Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir kongre üyesinin olmasının imkan ve ihtimali yok. Ama 18 yaşında milyonlarca taraftarımız var, çocuk yaşta milyonlarca taraftarımız var. Dolayısıyla tüm onların sorumluluğuyla Fenerbahçe’nin geleceği adına hep beraber bir karar vermek durumundayız.
Tüm kongre üyelerimizin bu sorumluluğu da gelene kadar yüreklerinde sonuna kadar hissetmeleri gerektiğine inanıyorum.”