Eğer satın aldığınız bu ürün, bir Giffen malı ise oldukça yüksek ihtimalle bu soruya yanıtınız evet olacaktır. Aslında bu durumda farkında olmadan kendimizi, fiyatı artan bir ürünü satın almışken bulabileceğimiz anlamına gelir.
Peki ürünlerin fiyatları arttıkça daha fazla satın almaya meyilli oluşumuzu açıklayan Giffen paradoksu tam olarak nedir?
Giffen paradoksunu anlayabilmek için öncelikle arz talep kavramına bakalım.
Arz, bir satıcının belli bir fiyatta sattığı, ürün veya hizmetin miktarıdır. Talep de insanların bir satıcıdan belli bir fiyata almaya razı oldukları ürün veya hizmettir. Arz talep ise fiyatlar yükseldiğinde talebin düşmesi, fiyatlar düştüğünde de talebin yükselmeye başlamasıdır.
Arz ve talebin etkileşimi, dükkanlardaki ürünlerin fiyatını ve bir şirketin elde ettiği kârı belirler. Aslında bu kavram, marketlerin neden yüksek kaliteli peyniri sıradan marka peynire göre pahalıya sattığını açıklar.
1895’te İngiliz ekonomist Alfred Marshall, arz ve talebin ne şekilde oluştuğunu matematiksel anlamda açıklayan kişidir.
Fakat kendisi, genel kuralları ifade ettikten sonra ilginç istisnalarla da karşılaşmanın mümkün olabileceğini ifade eder. Marshall, fiyat artışının bazı durumlarda şaşırtıcı bir şekilde talebi artırabileceğini söyler.
Bahsedilen bu durumu ilk kez ortaya koyan kişi de dönemin tanınmış ekonomisti İskoç Robert Giffen’dır. Bu ekonomist, 19. yüzyılın ortalarında İrlanda’da baş gösteren patates kıtlığının, patates fiyatlarını yükselttiğini görür.
Bunun patatese olan talebi düşürecek yerde artırdığına şahit olur ve mantığa pek de uymayan bu tersliği sorgulamaya başlar. Giffen’ın ele aldığı bu durum, arz ve talep kavramına ters olduğundan söz konusu çalışması, Giffen paradoksu olarak adlandırılır.
Ayrıca fiyatı arttıkça talebi artan ürünlere de Giffen malları denilmeye başlanır.
Giffen malları, esasen temel ihtiyaçları içerir. Bu sebeple fiyatlar yükselse bile tüketiciler, satın almaya devam edecektir. Bu mantıkla Giffen mallarına olan talep, fiyat yükseldikçe artar ve fiyat düştüğünde düşer.
Bu ürünler genellikle daha az paranız olduğunda daha çok tükettiğiniz fakat geliriniz arttığında hızla daha iyi seçenekler ile değiştirdiğiniz ürünlerdir. Bazı Giffen malları; tuz, pirinç, ekmek, ve patatestir.
Örneğin üniversite yıllarınızda çok fazla makarna tüketmek durumunda kalmış olabilirsiniz fakat mezun olup daha iyi bir gelir seviyesine ulaştıktan sonra makarna, eskisi kadar tükettiğiniz bir ürün olmaktan çıkabilir.
Giffen paradoksuna dair başka bir örnek için et üzerinden gidebiliriz.
Et ürünlerinin fiyatı arttıkça, çoğumuz etten vazgeçerek ona ayırdığımız bütçeyi daha uygun maliyetli gıda ürünlerine harcamaya başladık ve bunun sonucunda, arz ve talep dengesi değişiklik gösterdi.
Sonrasında da temel gıda ürünlerinde de fiyat artışı meydana geldi ve bu da Giffen paradoksuyla karşı karşıya kalmamıza sebep oldu. Aynı şekilde düşük gelirli aileler, birkaç malzeme ile yemek yapıp ekmek eşliğinde günü geçirebilecekken sebze fiyatlarındaki artış ile bu da mümkün olmamaya başladı.
Sonuçta ise birçok kişinin temel besin maddesi, en ucuz maliyetli olan ekmek oldu. Bunun sonucunda da ekmeğe talep arttıkça ekmek de daha fazla zamlanmaya başladı. Sizin düşünceleriniz neler?
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: